25 Şubat 2015 Çarşamba

İlk Çağlarda Yiyecek Kültürü

''Yaşamak için ye'' ! ilk çağlarda yemek hakkında söylenebilecek en anlamlı cümle sanırım.Günümüzde ise artık ''yemek için yaşıyorum'' sözlerini sık sık duyuyoruz, insanlık tarihi boyunca yemek yemek  ve yapmak gelişerek devam etmiş günümüzde bir sanat halini almıştır, orta çağlar da yemekleri köleler hazırlarken günümüzde ise bir şefin hazırladığı yemeyi yemek için aylar yıllar öncesinden rezervasyon yapılmakta.

Günümüzde ki en güzel sosyal aktivite olan yemek yemek ilk çağlarda nasıldı ?

 İnsanların öncelikli besin kaynağı avladıkları hayvanların etleriydi arkasından toplayıcılık sonraki zamanlarda hayvanları evcilleştirmek ve ürün elde etmek olarak devam etti. Avlanan hayvanların etleri ilk başlarda bazı baharatlar ilave ederek çiğ olarak tüketiliyordu. Pişirme işlemine geçişin ise bir tesadüf olarak bulunduğu varsayılıyor; bir et parçası köze düşer ve eti yiyen kişi daha lezzetli olduğunu fark eder ve böyle gelişim gösterir. Etin közde pişmesiyle beraber etin dışında ki yağlar ve proteinli kısım kızarır ve daha lezzetli bir hal alır. Bilimsel olarak baktığımızda ise ;  insan dişi bitkisel liflerin hücre duvarlarını ezemez, midesi ise büyük çiğ et parçalarını kolay sindiremez bundan dolayı  pişmiş etin sindirimi çiğ etten daha kolaydır. Sebzeler ise pişirmekle hücre duvarları eritilir şekerin ve proteinin serbest kalması sağlanır, bu nedenlerle insanoğlu çiğken yenilmeyecek zehirli olan yiyeceklerin pişirilerek daha elverişli hale getirmiş olur.



Tarihsel olarak ilk pişirme yöntemleri ateşe atarak kızartma közün üzerinde közleme kızgın taş da yada tuğlaların üzerinde pişirme (bir nevi tandır) yöntemleri görülmektedir.Yeni taş çağından sonra M.Ö 7000-5000 sonra ateşe dayanıklı su sızdırmaz çömleklerin geliştirilmesiyle  haşlama yöntemi ortaya çıkmıştır.Gıda ürünlerine baktığımızda ise;  Buğday ve arpa ilk kez M.Ö 8000'lerde Yakın Doğuda, mısır ve fasülye M.Ö 7000 6000 lerde Orta Amerika da Zeytin ise M.Ö 4000 yıllarında israil ve Suriye topraklarında yetiştirilmiştir. Keçi koyun sığır ve domuz Yakın Doğuda MS 7000 6000 lerde , at ve iki hörgüçlü deve Orta Asya da M.Ö 6000 lerde ördek ise M.Ö 3000 lerde evcilleştirilerek yararlanılmıştır.
Hayvanları ve bitkileri evcilleştirip kullanarak insanoğlu çok daha fazla verim sağlamıştır evcilleştirilmeden önce keçinin sütü sadece yavrusuna yeterken evcileştirildikten sonra insanlarda keçinin sütünden faydalanmıştır. günümüzden 10 bin yıl öncesinden beridir insan yavruları anne sütü dışında ek besin maddesi olarak hayvan sütünü kullandı. Ardından yoğurt peynir ve tereyağı üretildi. Tarımın ve hayvancılığın gelişmesiyle günlük yaşamda kadınla erkeğin üstlendiği işlerde ayrıldı, bitki toplama,tahıl öğütme,hayvanların sütünü sağma giysi üretme,sepet örme gibi işleri kadınlar üstlenmiş oldu. Erkekler ise avcılık gibi güç gerektiren işleri üstlendi.

Peki ya yamyamlık! Konu eski çağ ve yiyecek olunca ister istemez akıllara gelmekte.insanlar
Birbirlerini gıda maddesi olarak görmemişler insan yemeyi kültürün bir parsçı olarak görmüşler bu konuda en çok bilinen Azteklerin tanrılarına insan kurban etme törenlerinde rastlanmakta
kurbanın ve tutsaklarının kalplerini çıkarıp geri kalan bedenini tapınak merdivenlerinden aşağıya atıp orada halk tarafından parçalanıp kızartılarak yenilmesiydi, çok lezzetli olduğu düşünülen avuç içleri ise soylulara bırakılır bir parçası da tutsağı yakalayan savaşçıya verilirdi kafa kısmı ise tapınakta bir yerde toplanırdı, hatta bu insan ziyafetinin lezzeti artsın diye kafeste tutulan tutsağı besiye çekip kilo alması sağlanırdı. İspanyollar Aztek  başkenti Tenochtitlan (bugünkü Mexico- City) kentine girdiklerinde büyük piramit de 136 bin kafa tası ile karşılaşmışlardır

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder